Pages

Search This Blog

December 28, 2010

Mektup

Hava henüz kararmış, odaların ışıkları bir bir yanmaya başlamıştı. Dışarı çıkıp rasgele esen rüzgara kısa bir anlığına da olsa bıraktım kendimi. Kısa ve çekingen adımlarla karanlığa doğru ilerledim. Çok geçmedi, elimde anahtarlarla posta kutusunun önünde durdum. Anahtar deliğini el yordamıyla bulup kilidi açtım. Alışılagelmiş bir kaç reklam afişi ve kredi kartı mektuplarının yanında duran saman renkli eski bir posta zarfı nereden geldiğini hemen belli etti. Belli ki deniz aşırı yolculuk onu bir hayli yıpratmış, üstüne üstlük kendisinin ancak yarısı kadar olan bir kutuya sıkıştırılmak zorunda kaldığı için bir hayli kırışmış ve kıyılarında ufak yırtıklar oluşmuştu. Kısa süren bir ‘ne yapacağını bilememe’ tereddüt hali sonrası bir elime sarı zarfı alıp eve doğru yollandım. Baş parmağımla zarfın üstündeki üçü aynı birisi daha küçük olan dört adet pulu yoklayarak geçtim karanlığı...

No comments: